Selamlar dostlar yeni bir konuyla karşınızdayım. Herkesin haberdar olduğu ancak tam manasıyla ne işe yaradığını bilmediği BIOS (Basic Input/Output System) hakkında konuşacağım. Öncelikle bu BIOS’un nereden geldiğine bakalım.
BIOS ilk kez Digital Research şirketinin kurucusu Gary Kildall tarafından CP/M işletim sistemi için 1975 yılında geliştirilmiştir.
Peki, bu BIOS ne işe yarıyor? BIOS aslında bilgisayar için chipset, işlemci veya anakart kadar önemlidir. Yani öyle küçücük bir çip ya da yazılım deyip geçmemek lazım. Gelin bakalım ne işe yarıyormuş.
Bilgisayar başladığı andan itibaren:
- Sistemi Başlatır.
- İşlemciye donanımları sırasıyla tanıtır yani sürücülerini yükler. Sürücüleri yüklerken herhangi bir donanımın (mesela bir klavye) içerisindeki ROM üzerinden o donanıma ait sürücüyü çeker ve işlemciye bu sürücüyü tanıtır.
- Sistem açılırken tüm sürücüleri ve işlevleri test eder. Örneğin çoğu bilgisayarda klavye takılmadığında sistem başlarken “Keyboard Error” şeklinde bir hata çıkar. Veya önyüklenecek işletim sisteminin MBR’den kaynaklı önyükleyicisi bulunamazsa “Boot Failture” şeklinde bir hata verir. İşte bunu test yaparak tespit eder.
- Hangi donanıma ne kadar voltaj verilecek hangi modda çalıştırılacak bunları belirler.
- İşletim sisteminin önyükleyicisini önyükler :D. (Yani basit tabirle işletim sistemini başlatır.)
Şimdi birde BIOS’un bölümlerine bakalım. Temelde iki bölümden oluşur. ROM ve CMOS RAM.
ROM
ROM dediğimiz bölüm sabit ve değiştirilemez bölümdür. Yani örnek vermek gerekirse “BIOS Setup” bölümüne girdiğimizde karşımıza çıkan o arayüz vardır ya genelde mavi gri olan o arayüz. İşte bu ve bu tip veriler ROM’da saklanır. Tabii olayı biraz daha açalım. ROM’un da çeşitleri vardır:
- ROM (salt okunur, değiştirilemez, veri yazılamaz)
- PROM (programlanabilir)
- EPROM (silinebilir)
- EEPROM (Flash ROM, elektrikle silinebilir)
Günümüzde kullandığımız BIOS çipleri internet üzerinden güncellenebilir durumdadır. Yani hepimiz görmüşüzdür kimi zaman BIOS’a ait güncellemeler gelir. İşte eski çipler ile yenilerinin arasındaki farkta bu, normalde ROM üzerine veri yazılamaz salt okunur durumdadır. Ancak günümüzde kullandıklarımız üzerine veri yazılabilir şekilde tasarlanmıştır. ROM olayını anladıysak CMOS RAM’e geçelim.
CMOS RAM
CMOS RAM ise, hani BIOS Setup’ta ayarları değiştiriyoruz ya, örneğin format atarken flash belleğimizi en üst sıraya alıyoruz boot sıralamasında işte bunun gibi bizim ayarlayabildiğimiz her şey CMOS RAM’e yazılır. Kalıcı değillerdir ve değişkenlerdir. BIOS pilini çıkartıp takarak CMOS RAM’i resetleyebiliriz.
Ufak bir şeye daha değineyim. Yukarıda, donanımların üzerindeki Romlar okunarak işlemciye tanıtılır demiştim. BIOS sadece donanımlar üzerinden sürücüleri yüklemez. Bir de bilgisayarda yüklü sanal sürücüler vardır. Örneğin sanal makineler ile uğraştıysanız bilirsiniz. Vmware programının sanal sürücüleri vardır bunları program yüklenirken harddiske yükleriz. BIOS bu sanal sürücüleri de harddisk üzerinden okuyarak bilgisayar başlarken işlemciye tanıtır. Tabii bu sürücü tanımlama işlemi sadece bilgisayar açılırken gerçekleşmez. Mesela flash belleklerde plug-in özelliği vardır yani tak çalıştır. İşte siz bilgisayarınız açıkken flash belleği taktığınız anda BIOS flash bellekteki ROM’u okur ve o sürücüyü işlemciye tanımlar ondan sonra siz içerisindeki verileri okumaya başlarsınız.
BIOS için bir bilgisayarın en temel yapı taşı diyebiliriz. Çünkü bir bilgisayar BIOS’suz çalışamaz.
Son olarak BIOS dediğimiz yapı anakart üzerinde bulunan küçük bir çiptir. Bazı modelleri anakarta lehimli (elle sökülemez) olup bazı modelleri ise takıp çıkarılabilir. Takıp çıkarılabilenlerin tek farkı tamirinin kolay olmasıdır :D.
Sonraki yazımda görüşmek üzere. Herkese iyi çalışmalar…